top of page

Düzenbaz Joker

  • guneshilhan
  • 13 Ara 2023
  • 2 dakikada okunur

Bir kayıpmış gibi görünen şey sonradan hayatınızda büyük bir başarıyı doğuran olay haline gelebilir. - Srully Blotnick


Yolculuğumuzun "Kahraman"ı olan Joker geleneksel anlamda hem düzenbazı, hem de sarayda, kralın diğer egosu olarak, tek ve yegâne dürüst danışmanı olan soytarıyı da temsil eder. Bize dürtüyü verendir. Yani Joker kahramanın kendisi olduğu gibi, aynı zamanda bizim kahraman kostümümüzü giymemize neden olan şeydir.


Hem kaos, hem de yaşam gücüdür. Bu kaosda bilinçli yargımız bizi aksine uyarır ama Joker deneyimlememiz ve kaybetmekten korkmamamız için bizi tetikler ve sahneden çekilir. Sahne bize kalır. Bu sahne genellikle düşündüğümüzden daha zordur ve hiç bir şey saat gibi tıkır tıkır işlemez. Ama bu süreci gereğince tamamlarsak gelişimimizde ve dönüşümümüzde bir aşama kaydetmiş oluruz.


Düzenbaz mitolojide eşzamanlılığın kişileştirilmiş halidir. Egomuz ile benliğimizi aynı eksende birleştirme içgüdümüzün bunu başarabilmesi için egomuzun biraz sönmeye ihtiyacı vardır, bu sönüşün de arketipi Düzenbaz'dır.


Yolculuk zamanımız geldiğinde biz bu arketipi yaşamımızda bizi aldatan bir eş, kandıran bir ortak, kullanan bir arkadaş, bize ihanet eden bir sırdaş ya da bizden çalan bir hilekâr olarak deneyimleyebiliriz. Her durumda yaşamımızda bir şeyleri altüst eden, ne kadar kırılgan olduğumuzu ve hiç de şişindiğimiz gibi olmadığımızı bize gösteren bir şey, bir kişi ya da bir olaydır. Kapıldığımız bir güzellik, bağımlısı olduğumuz bir madde ya da alkol, duygusal bağımlılığımız da bu kapsamdadır. Bunlar da enerjimizi tüketir, hata yapmamıza neden olur ve bizi bunlarla kalıcı bir mutluluk elde edeceğimiz yanılgısına düşürür. Çünkü Düzenbaz aynı zamanda illüzyon ve kuşkulu durumun arketipidir.


Düzenbaz karşımıza bir yol ayrımında bizi yolculuğa davet eden bir çağrı olarak çıkar ve bu nedenle eşzamanlılığın arketipidir. Bir yandan bize hilekâr yönünü gösterir ve egomuzu söndürürken, bir yandan da kibirle tevazunun uzlaştırıcısı, egomuz ile benliğimiz arasında bir ulak ve sembolik ölümümüzle yeniden doğuşumuz arasındaki köprüdür.


Bizim bu yol ayrımında yapmamız gereken ise egomuzu biraz söndürmemiz, yargılamaları bırakmamız ve - önce kendimizi ve sonra diğerlerini - koşulsuz sevmeyi öğrenmek üzere tevazu ile gerçek benliğimize doğru yola çıkmaktır.

Her birimizin birer kahraman olduğunu unutmamanız dileğiyle, yolunuz açık olsun.

© Güneş İlhan, 01 Ağustos 2007, İstanbul

Rev. 13.12.2018

 
 
 

Comments


bottom of page